04-SEN SANA GEL EY GÖNÜL KILMA HASED KİBR Ü RİYA
Sen sana gel ey gönül kılma hased kibr ü riya
|
Tahalluk = İsteyerek yapma, hallenme. Sıdk = Halis niyetle. Biat = Kabul etme, uyma. Süfliyi = Alçak, bayağı. "Evvelü mâ halakallahu rûhî" = 'Allah'ın ilk yarattığı şey benim ruhumdur" (Hadis). Sahih ahbar = Doğru haberler. Hadis-i kudsi = Manası vahyedilen, kelimesi Peygamberimize ait olan hadis. Ümmü'l-ervâh = Ruhların anası (Allah). Setr eylemek = Gizlemek, örtmek. "Kuli'r-rûhu min emr-i Rabbî" = "Ruh Rabbimin emrindedir". (Israsûresi; 85) Akl-ı evvel = Allah'ın mahlukat yaratma meyli. Akl-ı küll = Cenâb-ı Hakk'ın ezeli ve ebedi bilgi ve hatası. Mazhar = Bir şeyin göründüğü, çıktığı yer. "Evvelü ma halakallahu lî akl" = 'Allah evvela benim aklımı yarattı" (Hadis). "Evvelü mâ halakallahu Levh el-kalem" = 'Allah evvela Levhi ve kalemi yarattı'(Hadis) Nun (Kalem) sûresini ifade ediyor Fehm = Anlama, anlayış. Âlem-i Amâ = Cenâb-ı Hakk'ın Habi-binin ruhuna hocalık yaptığı ve başkaca bir yaratğın mevcut olmadığı zaman ki bu hale (Barigâh-ı Muhammedi" de denir. Esma = İsimler. "yâ habîbim küntü kenzen mahfiyâ" = "Ben bir gizli hazine idim, bilinmek için insi, cinni yarattım'. (Hadls-i Kudsî) "Fe ahbebtü " = Cenâb-ı Hakk Habibine "Dostum Sensin" buyurdu. (Hadis-i Kudsi). Ahad = Cenâb-ı Hak. Ahsen-i takvim = En üstün yaratılış hali. Velilerin ulaştığı Meleklerden üstün hal. Kibriya = Cenâb-ı Hak Mefhar = Övünmeye sebeb olan (Peygamberimiz). Şems: Güneş. Encüm: Yıldızlar. Ziya = Işık, aydınlık. "Kabe kavseyn" = 'Miracda iki yay gibi birbirine yakın oldular.' (Necm;9) Vech = Yüz. Mirât-ı Hüdâ = Hak aynası. Dürr = İnci. Leb = Dudak. Âb-ı hayât = Aşk-ı ilâhi, ilm-i ledün, Ab-ı Hızır. Nefha = Üfürük, soluk, nefes. Rûhü'l-kudüs = Cebrail Aleyhisse-lam. Ruh = Yanak, yüz, çehre. Müntehâ = Sonu, ulaşılabilecek son yer. "Lâ nebiyye ba'di"= "Ben nebilerin sonuncusuyum" (Hadis). Hâtemül-Mürselin = Resullerin sonuncusu (Peygamberimizs.a.v.). Âl ile tûtiya = Sürme gibi göze çekilen. Mebde = Başlangıç. Geldi hakkında Anın "Ve'ş-şems"ü "ve'n-necmi hevâ" = "Battığı dem yıldıza and ol-sun ki" (Necm Süresi, âyet). "Andolsun güneşe" (Şems Süresi, âyet). Man = Ay. Nüzul = İnmek. Şakk olundu secde kıldı şod mutî-i mâhiyâ = Yarılıp secde kıldı itaat eden ay. Şark ile garb: Doğu ile bat. Asfiya: Halisler, Veliler. Mülk-ibekâ = Ebedî mülk. İrsal = Göndermek, ulaştırmak. Destigir = Elinden tutucu, yardımcı. Mâfihâ = Ahiret. |